Konu: Nolboo ve Hungboo C.tesi Ağus. 01, 2009 9:05 am
Uzun uzun yıllar önce iki kardeş varmış. Kardeşlerden büyüğü Nolboo oldukça kötü bir insanmış, kimse onu sevmezmiş. Hungboo ise oldukça nazik, kibar ve yardımsever bir insanmış. Dul babasına sevgiyle bakıyormuş.
Bir gün yaşlı babaları son nefesini vermeden önce iki oğlunu da yanına çağırmış. Onlara daima birbirlerine yardım etmelerini ve iyi geçinmelerini söylemiş. Hungboo babasının ölümüne çok üzülmüş ama abisi sevinçliymiş çünkü geleneklere göre babasının mirası hep ona kalacakmış. Büyük abi olarak babasından kalan mirasla istediğini yapabilirmiş.
Nolboo, Hungboo’ya ailesiyle birlikte derhal evlerini terketmelerini söylemiş. Hungboo da abisinin önünde diz çöküp ev buluncaya kadar onlara izin vermesi için yalvarmış ama nafile Nolboo hiç dinlememiş bile.
Hungboo ailesiyle birlikte evlerini terketmek zorunda kalmış. Bir dağa çıkıp orda küçük bir kulube inşa etmişler. Tüm aile üyeleri başka insanların çftliklerinde çalışıyor fakat aldıkları ücret gecinmelerine yetmiyormuş. Hiç yemek yemedikelri günler oluyormuş. Zavallı çocuklar açlıktan ağlıyorlarmış.
Ailesinin bu durumuna dayanamayan Hungboo abisinin evine gitmiş.
"Neden geldin?" diye sormuş abisi. "Çocuklarım çok aç ve hergün ağlıyorlar. Buraya senden biraz pirinç istemek için geldim" demiş Hungboo. "Neden o kadar çok çocuk yaptın, sana bir pirinç tanesi bile vermeyeceğim. Ambarda çürüyor olsa bile asla vermeyeceğim" demiş Nolboo
Abisinin eşinin sofra kurduğunu gören Hungboo ondan biraz pilav istemiş fakat kadın kaşıkla onun yüzüne vurmuş. Abisinin yardım etmeyeceğini anlayan Hungboo evine dönmüş.
Koca kış geçip ilkbahar geldiğinde birkaç kırlangıç Hungboo’ nun kulubesinin saçağının altında yuva yapmış. Hungboo ve ailesi yeni misafirleriyle çok mutlu olmuşlar. Birrgün yavru kırlangıç düşüp kanadını kırmış. Hungboo kanadına ilaç koyup kanadını sarmış ve onu iyileştirmiş. Bütün yavru kırlangıçlar büyüyüp kış geldiğinde güneye uçmuşlar.
Hungboo ve ailesinin kışın giyinecek ve yiyecek hiçbir şeyi yokmuş. Sonunda ilkbahar geldiğinde birkaç kırlangıç yine kulubelerinin saçağı altındaki eski yuvalarına dönmüşler. Kırlangıçlardan bir tanesi gelir gelmez Hungboo’nun önüne bir balkabağı tohumu düşürmüş. Hungboo bu tohumu ekip her gün sulamış. Yaz sonunda bir sürü balkabağı elde etmiş.
Bir gün Hungboo bu balkabaklarından birini açmaya karar vermiş. Açmadan önce çocukları dilekte bulunmuş "Keşke içinden altın çıksa" " Keşke pirinç çıksa" Balkabağını kestiklerinde içinden altınlar ve gümüşler çıkmış. İkinci balkabağı kestiklerinde içinden hep pirinç çıkmış. Üçüncü balkabağını kestiklerinde de içinden bir sürü işçi ve aletler çıkmış. İşçilerden biri " Tanrı bizi, size ev yapmamız için gönderdi." Demiş. İşçiler hemen bir şato yapmışlar. Şato biter bitmez işçiler kaybolmuşlar.
Çok geçmeden Nolboo olanları öğrenmiş ve kardeşi Hungboo ya bunun nasıl olduğunu sormuş. Kardeşi Hungboo olanları anlatmış.
Nolboo hemen evine gidip evinin saçağına birkaç kırlangıç yerleştirmiş, yavru kırlangıçın kanadını kırıp üstüne ilaç koyup sarmış. Kış olduğunda Nolboonun kırlangıçları da güneye uçmuş. İlkbahar geldiğinde onlar da geri dönüp balkabağı tohumu getirmişler. Nolboo da kardeşi gibi balkabağını ekmiş. Balkabakları büyüyünce açmaya karar vermişler. Çocukları ve eşi, saraylar, altınlar, gümüşler alma umuduyla balkabaklarını kesiyorlarmış. İlk balkabağını kestiklerinde çürük çıkmış. İkinci balkabağını kestiklerinde binlerce zehirli yılan çıkmış. Üçüncü kabaktan da bir sürü cadı ve hayaletler çıkıp Nolboo’nun evini yıkmışlar.
Evsiz barksız kalan Nolboo çaresizce kardeşine gitmiş. Kardeşi Hungboo seve seve onu ve ailesini kabul etmiş. Yaptıklarından çok pişman olan Nolboo kardeşinden özür dilemiş ve hep birlikte mutlu bir şekilde yaşamışlar.
HamSdLeY
Konu: Geri: Nolboo ve Hungboo Cuma Eyl. 04, 2009 10:05 am